YİĞİDİN HARMAN OLDUĞU CANIM ŞEHİR

Karikatürde de anlatıldığı üzere konu tartışmaya kapanmıştır :) İstanbul nüfusunun 3/2'sini oluşturan, adımını atar atmaz etli ekmekle karşılanılan,köpek ulumasıyla mest olunan tek şehir SİVAS SİVAS SİVAS. Sivaslıyım dediğimde herkesi bir gülme alıyor mesela. Yani yiğidin harman olduğu yer diyoruz ama kalkıp gülünüyor ben böyle rencide ediş görmedim :) İnsanı sıcak kanlıdır, doyurmayı severler. Bir sürü gezilecek yer vardır yani büyük şehirlerden köylerine giden insanlar genellikle çok fazla vakit geçiremezler, çabuk sıkılırlar. Fakat Sivas'ta öyle bir şey söz konusu değil. Birde kalabalık bir aileye sahipsen tadından yenmez. Kışın sobada pişirilen kestanenin tadı bir başka olur Sivas'ta. Çünkü sobada kestane yemek için uçağa binip ailecek Sivas'a gitmişliğimiz var :) Gelelim coğrafik bilgilere. Nüfusu 755.091, yüz ölçümü 28.488 km². Plakamız ise 58 ❤. İlçelerimiz ise  Akıncılar, Altınyayla, Divriği, Doğanşar, Geremek, Gölova, Gürün, Hafik, İmralı, Kangal, Koyulhisar, Suşehri, Şarkışlı, Ulaş, Yıldızeli ve Zara’dır. Gezmek, görmek, eşsiz lezzetlerimizi tatmak isterseniz eğer www.mekanbook.com’u ziyaret edebilir ve Sivas’ımızın birbirinden güzel ilçelerinden birinde konaklayabilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle, hoşça kalın..

GELECEK..

Gelecek.. Yakın gelecek, çoook uzak gelecek, yakın olmasını istediğimiz gelecek ama maalesef bi o kadar da uzak gelecek.. Kafanız karıştı dimiii ? Ben işte böyleyim her şeyi bi sıraya koydum yavaş yavaş ilerliyorum. Tabi bazen işler sırasıyla gitmiyor ama yapacak bi şey yok, devam :)
Şuan yakın gelecekte mezun olmayı planlıyorum, bir sonraki gelecek adımım ise sevdiğim insanla hayatımı birleştirmek, ondan sonraki ve en hasret duyduğum planım ise kimseye muhtaç olmayan, dimdik, çalışkan ve bi o kadar takdir gören aman Allahım Melike Kayapunar geçiyooorrr diyecekleri bir kariyer hayatı planlamaktayım. Melike Kayapunar geçiyor esprisini Aleyna Tilki'den yola çıkarak yaptım açıklamama gerek yoktur herhalde :) Ayyy yine kafanızı karıştırdım :))) Olsun en azından gelecek planlarım karışık değil, çok açık ve ne istediğimi biliyorum. Önemli olan bunlar değil mi zaten :))
Öncelikle okuldan başlayalım. Sıkıldım biraz okumaktan yani gidiyosun gidiyosun ne para veriyolar ne bi şey. Bide git hocaların kaprislerini, egolarını çeek aman Allahım.. Gerçi genelleme yapmayayım bu konuda. Bir Belgin Hocam var yeme de yanında yat. O kadar iyi bi insan ki bazen kucaklamak istiyorum. Bir sonraki planımdan size daha önce de bahsetmiştim zaten. Benimkiyle evlenmeeek :) Yani bu konuda şöyle bir tavsiye vermek istiyorum. Hayat sürprizlerle dolu ve aklınızda olmayan şeyleri bir bakmışsınız yaşıyorsunuz. Benimkiyle evlenmek de benim için sürpriz aslında. Yani çok sevmek, güzel sevmek, aşık olmak, değer vermek, önemsemek, merak etmek, üzülmek, ağlamak, mutluluktan ağlamak.. Hepsini yaşıyorsun ama evlilik yoktu aklımda ne yalan söyleyeyim :) Oldu işte girdik bu yola. Ha pişman mısın diyecekseniz. Asla değilim. Bir daha dünyaya gelsem yine onu severdim herhalde :))) Bu arada evlilik hazırlığında olan kişilere tavsiyem dugunmaster.com .Tek adresim diyebilirim. Aradığınız her şeyi tek tıkla bulabiliyorsunuz. Şimdi gelelim hayalimdeki hayatı yaşamak için ilk önce başarmam gereken planıma. İyi bir gelecek için iyi bir işin olmalı. Her şey paradan geçiyor sonuçta. Bu yüzden de hayalimdeki işi yaparak yoluma devam etmek istiyorum. Benim gibi reklamcılık mezunu arkadaşlarımdan günde 10 kat daha fazla para kazanıp kendi reklamlarımı onlara yaptırmak istiyorum :)) Vallahi istiyorum yani hayat standartlarım şuan iyi fakat neden çok daha iyi olmasın ki? Neden çocuğumun her türlü faaliyeti gerçekleştirmesi adına yol gösterecek güce sahip olmayayım ki ? Ticaret de başarılı olacağıma inanıyorum. Şuan hali hazırda bir markamız var hatta buraya link bırakıyorum lütfen inceleyin. Butikkolik abim ve yengemin birlikte kurdukları bir marka. Instagram sayfalarından ve web sitelerinden ürün satışı yapmaktalar. Özellikle tesettürlü hemcinslerimin muhakkak göz atmaları gerektiğini düşünüyorum. Bende kendi markamı kurmak, kendi tasarımlarımı insanlara sunmak ve markamın karakterimi, ruhumu yansıtmasını istiyorum. Bu marka işiyle ilgili çook güzel planlarım bulunmakta. Düşünsenize bir zincir oluşturuyormuşum. Ay havamdan da geçilmez o zaman :) Şaka bi yana tüm hayallerimizi, planlarımızı gerçekleştirip sonrasında mutlu olduğumuz bi hayat sürmemiz dileğiyle. Siz siz olun öylesine yaşamayın, hayatta mutlaka amaçlarınız, hedefleriniz, planlarınız olsun. Diğer türlüsü iz bırakmak için yeterli olmaz. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle, hoşça kalın..

SEO İLE SEM ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR ?

SEO ve SEM Ne Demek?

Gelelim üniversite hayatım boyunca bir türlü kurtulamadığım ama bi o kadar da önemli malum konuya; SEO ve SEM ! İnternet, pazarlama, internet üzerinden pazarlama ya da internetten para kazanma konuları Seo ve Sem başlıkları altında toplanmaktadır. Kısaltılmış her iki kelime de İngilizce kökenlidir. Seo (Search Engine Optimization), arama motoru optimizasyonu sem, (Search Engine Marketing) arama motoru pazarlamacılığıdır. SEO ve SEM arasındaki farklara geçmeden önce ikisinin de temel bir tanımını yapalım. SEO’nun açılımı Search Engine Optimization’dır, Türkçe'de Arama Motoru Optimizasyonu olarak isimlendirilmiştir. SEO kısaca, Google gibi arama motorlarında sitelerin veya sayfaların üst sıralara çıkması için yapılan çalışmaların tümüdür. SEM (Search Engine Marketing) ise Arama Motoru Pazarlaması’dır.  SEM kısaca, arama motorları üzerinden ücretli reklam çıkılması işlemidir.

Arasındaki Farklar Nelerdir ?

Gelelim bu iki dijital pazarlama yöntemlerinin arasındaki farklara. Hepsini 7 başlık altında topladım hadi birlikte inceleyelim ;

1. Kalıcılık: Google Ads (SEM) ile bütçeniz kadar arama sonuçlarında görüntülenebildiğiniz için kalıcılığınız bütçenize bağlıdır. Reklamlardaki rekabet ve maliyet, reklamlarınızın çoğu zaman ya çıkmamasına ya da alt sıralarda yer almasına sebep oluyor. Bu nedenle sayfanızın arama sonuçlarında çıkması kalıcı olmamaktadır. SEO’da ise doğru ve sürekli yapılan çalışmalar ile kalıcılığınız sürekli olmaktadır. Yani SEO daha kalıcıdır.

2. Hız: SEM yani Google Ads, SEO’ya göre daha çabuk sonuç vermektedir. Reklamlarınızın getirisini 1 gün içinde görebilir ve dönüşüm raporlarına ulaşabilirsiniz. İstediğiniz anda reklamlara müdahale edebilir, durdurabilir, yeniden reklam oluşturabilirsiniz. SEO’da ise uzun süreli bir çalışma gerektiğinden sonuçları da 1-2 günde belli olmamaktadır. SEO’nun etkisini ve verimini ölçmek için birkaç ay geçmesi gerekebilir. Yani SEM daha hızlıdır.

3. Maliyet: SEO, SEM’e göre daha az maliyete sahiptir. SEM’de, belirlenen anahtar kelimelerin tıklama başı maliyeti diğer reklam verenlerin tekliflerine göre sürekli değiştiği için belirli bir maliyette değildir, sürekli artışlar gösterebilmektedir. SEO’da ise önceden belirlenen bir maliyet üzerinden gidilir ve bu maliyette artışlar olmaz. Yani SEO daha az maliyetlidir.

4. CTR ( Tıklama Oranı): Arama yapan kullanıcılar pek reklamlara tıklama eğilimi göstermemektedirler. Bunun sebebi ise reklam ticari amaç güttüğü için kullanıcılara istedikleri içerikleri sunmuyor olabilmesidir. Kullanıcılar organik sonuçlarda çıkan sayfalara daha fazla tıklama eğilimi göstermektedir, daha doğru ve isabetli içeriklerin yer aldığını düşündükleri için. Yapılan araştırma sonuçlarına göre kullanıcılar arama sonuçlarında %80 SEO’yu %20 SEM’i tercih ediyor. Yani SEO sonuçlarının CTR oranları daha fazladır.

 5. İçerik Kalitesi: SEM’de ticari amaç güdüldüğü için içerikler çok da kullanıcıyı doyurucu olmayabiliyor. SEO’da temel amaç kullanıcı yararı olduğu için daha kullanıcı dostu içerikler sıralamada yer almaktadır. Yani SEO'nun içerik kalitesi daha fazladır.

6. İlk Sayfa Garantisi: Google’ın kendi reklam politikalarında da belirttiği gibi SEM’de hiçbir zaman ilk sıra veya sayfa garantisi yoktur. Fakat SEO çalışmalarında doğru bir strateji izlendiği takdirde ilk sayfaya geçilebilir ve yeriniz uzun süre kalıcı olabilir. Yani doğru taktikle ilerlendiği sürece SEO'da ilk sayfa garantisi daha fazladır.

7. Bilinirlik: SEM reklamları ile bütçeniz oranında  yer aldığınız için bilinirliğiniz de çok akılda kalmayacaktır. Fakat SEO çalışmaları ile sürekli sıralamanızı geliştirir, üst sıralara çıkarak vitrinde markanızı sunabilirsiniz. Marka bilinirliğinize katkısı oldukça büyük ve etkilidir. Bir Google Ads reklamı ile 1. sırada geçici olarak yer alan siteyi düşünün bir de organik aramada 1. sırada çıkan markayı düşünün. Sizce hangisi daha iyi intiba bırakır gözünüzde? Bence organik yani SEO. Burdan da anlaşılacağı üzere SEO'nun bilinirlik düzeyi daha fazladır.

Sizde daha az maliyetle daha fazla marka bilinirliği ve verim sağlamak için SEO çalışmalarına yatırım yapabilirsiniz. Burada önemli olan doğru ve sürekli yapılan SEO çalışmalarıdır. Profesyonel SEO desteği hakkında bilgi almak için iletişime geçebilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle, hoşça kalın..

ÇİÇEK SATIŞI İLE İLGİLİ PAZAR YERİ

E-ticaret ‘in günümüzdeki önemi oldukça önemlidir. Yılların en önemli geçim kaynaklarından bir tanesidir ve sürekli de gelişmeye devam etmektedir. 2020 yılına kadar tüm dükkanların kepenk kapatacağı ve işleyişin sadece online alışveriş olacağı düşünülmektedir. Bu durumun başlıca sebebi kadın, erkek, küçük,büyük herkesin artık iş hayatında daha çok katılımı olması ve buna bağlı olarak zaman problemi yaşamasıdır. Dolayısı ile kişiler ihtiyaçlarını kısa sürede bir tık sayesinde online satış olarak işlemini tamamlamaktadır. Kişinin alışveriş yapacağı yere giderken trafikte harcayacağı zamanı , kasada ödeme yaparken bekleme aşamasında harcayacağı zamanı düşünürsek e-ticaret bu noktada zamandan büyük ölçüde kazandırmaktadır. Ayrıca alışveriş sırasında harcanılan efor ve yapılan streste böylelikle önlenmiş olmaktadır.

İnternetten satılan ürünlerin ucu bucağı bulunmamaktadır. Bunların içerisinde çiçek, verebileceğim en güzel örnek olacaktır. Fiziksel mağazadan çiçek alışverişi yapmak kimisi için zaman kaybı kimisi için ise hiç iç açıcı bir faaliyet değildir. Tüm bunları göz önünde bulunduran kullanıcı aynı zamanda sevdiklerini de mutlu etmekten geri kalmak istememektedir. E hal böyle olunca hooop yardımımıza www.cicekmaster.com  koşmaktadır. Tek bir satıcının olmaması ve ürün çeşitliliğin çok olması kullanıcıya sunulan en büyük kolaylık. Eğer sevdiklerinizi tek tıkla mutlu etmek istiyorsanız adres belli :)) 

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle, hoşça kalın..

SOSYAL MEDYA VE KURUMSAL MARKALAR

Bilindiği üzere sosyal medya insanların en çok vakit geçirdikleri mecralardan biri. Hal böyle olunca da kurumsal markalar büyük hedeflere ulaşmanın yolunu sosyal medya stratejilerini iyi uygulamak durumunda kalıyorlar. Bu sebepten dolayı  markaların sosyal medya hesaplarında onlara destek olarak Influencer Marketing, Dijital Pazarlama gibi faaliyetler günümüzde yükseliştedir. 

Peki Markalar İçin Strateji Neden Önemlidir ?

Ülke sınırları içerisinde ve ülke sınırları dışında ününü duyurmuş markaları başarılı olarak adlandırmaktayız. Bu markalar elde ettikleri başarıyı devam ettirmek isterler. Bu nedenle de markalarının stratejilerini belirleyecek ajanslarla çalışırlar. Çünkü başarılarını devam ettirmeleri için profesyonelleşmiş kişilerle çalışmaları onların bu aşamalarda daha büyük karla ayrılmalarını sağlar. Kurumsal markalar etkinliklerini Etkinlik Ajanslarıyla, kurumsal sosyal sorumluluk projelerini Pr Ajanslarıyla ve tüm dijital platformdaki işlerini de Dijital Pazarlama Ajanslarıyla yürütürler.

Bugün bu yazımda üstünde duracağım nokta; kurumsal markaların sosyal medya ajanslarıyla yaptığı çalışmalar ile sosyal medyalarını nasıl yönettikleri olacak.

Kurumsal markaların sosyal medya yönetirken dikkat ettikleri birkaç madde bulunmaktadır. Bunlar;

1.) Hedef Kitlelerini İyi Analiz Ederler :

Kurumsal markaların sosyal medya stratejilerini belirlerken öncelikleri; hedef kitlelerini doğru analiz etmektir. Kitlesini analiz eden markalar daha sonra kitlesinin özelliklerine uygun içerikler hazırlayarak sosyal medya hesaplarında paylaşırlar. Hedef kitlenin iyi analiz edildiği kampanyalara bir örnek verecek olursak sevilen kozmetik markası Loreal Paris’in mat rujlarını tanıtmak için yapmış olduğu “Matte Addiction” kampanyasından bahsedebiliriz. Bu kampanyada Loreal, koleksiyonundaki mat rujlar için hedef kitlesini oluşturan kadınlara  farklı bloggerlar aracılığıyla ruj önerilerinde bulunmuş ve iyi dönüşler almıştır.Hedef kitleyi  kadınlar arasındaki sarışınlara ruj önerilerini sunmak için sarışın bir bloggerla çalışan Loreal, esmer kadınlara hitap etmek için de esmer bir bloggerdan yardım almıştır. Toplamda 8 kadınla çalışan Loreal, hazırladığı videoları Instagram ve Youtube hesaplarında paylaşmıştır. Hemen hemen her kadına yönelik ruj seçenekleri sunan bu kampanya hedef kitlenin iyi analiz edildiği, başarılı sonuçlar alınan bir kampanya olmuştur.

2.) İtibara Özen Gösterirler : 

Kurumsal markalar sektörlerinde öncü olsalar bile itibarlarını yönetemezlerse, markaları bundan zarar görecektir. Bu nedenle de itibar yönetimi bu markalar için çok önemlidir. Sosyal medyadaki itibarı etkileyen maddelerden birincisi markanın içeriklerinde kullandığı dildir. Kurumsal markalar sosyal medya hesaplarını yönetirken kaliteli bir üslup kullanmaya özen gösterirler. Ayrıca içerikleri yazarken noktalama işaretlerine dikkat etmek ve kullandıkları dile hakim olduklarını göstermek de onların sosyal medya stratejilerinin önemli bir kısmını oluşturur. Markanın gündemdeki olaylara veya özel günlere yaklaşımı ise o markanın itibarı için oldukça önemlidir.

3.) Kurumsal Sosyal Sorumluluğa Önem Verirler : 

Markalar, halkın güvenini ve beğenisini kazanarak insanların kendilerini tercih etmesi için çabalarlar. Bu yüzden de halkın onları takdir edeceği projeler yaparlar ve aynı zamanda yardımlarda bulunurlar. Bu yapılan yardımlar sonucunda halkın beğenisini kazanan tüm süreci Kurumsal Sosyal Sorumluluk  olarak adlandırmaktayız.

Markaların KSS’lere verdiği önem son dönemde artış göstermiştir. Çünkü bu projeler markanın tercih edilir olmasını artırmada oldukça önemlidir. KSS’lerin halk tarafından benimsendiğinin farkına varan markalar yaptıkları Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerini sosyal medya hesaplarında da aktif olarak yayınlamaya başlamıştır. Çünkü yaptıkları güzel işin daha çok kişiye ulaşması projeyi gerçekleştiren markanın halktan daha çok takdir görmesini sağlamaktadır.

4.) Influencer Marketing’e Bütçe Ayırırlar : 

Influencer Marketing de kurumsal markaların sosyal medya stratejilerine önem vermesiyle değer kazanan sektörlerden biridir. Bu sektörde halk tarafından sevilen kişi, markalarla işbirliği yaparak onun satışlarını artırmayı hedeflemektedir. Influencerlar, bu amaçla yaptıkları her faaliyeti sosyal medya platformlarında yürütmektedirler. Kurumsal bir markanın herhangi bir ınfluencer ile anlaşma yapmadan önce dikkat etmesi gereken en önemli nokta; seçilmesi planlanılan ınfluencerın markanın vizyonuyla ve amaçlarıyla ne kadar doğru orantıda olduğunun saptanması gerektiğidir.

5.) Çekiliş Yaparlar :

Bir markanın takipçi sayısını artırmak için en hızlı şekilde sonuç alacağı şey; çekilişlerdir. Şöyle ki; marka ürün alanındaki dikkat çekici ürünlerle bir çekiliş hazırlayıp bu çekilişe katılmanın şartının da markanın sosyal medya hesaplarını takip etmek olduğunu söylediğinde, tüketici çekilişi kazanma hayaliyle markayı takip edecektir. Hatta marka çekilişe katılacak kişiden yorumlara birkaç arkadaşını etiketlemesini de isteyebilir. Bu durum da markanın çekilişinin daha hızlı yayılmasını sağlayacaktır ve hızla yayılan çekiliş markanın sosyal medya hesaplarının takipçi sayısını da arttıracaktır.

6.) Rakip Analizi Yaparlar :

Özgün olan her zaman daha ilgi çekicidir. Kurumsal markalar da bu durumun farkındalar ve buna göre hareket ederek rakiplerinin neler yaptıklarını takip ederler. Rakiplerinin yaptıklarını gözlemleyen markalar, sonrasında farklılıklarını ortaya çıkaracak içerikler, konseptler ve projeler hazırlarlar. Rakibinin ne yaptığını belirleyerek, onun yaptığından daha iyisini yapmaya çalışmak markaların kurumsal sosyal medya yönetiminde en çok dikkat ettikleri noktalardan biridir.

7.) Sorunlara Çabuk Çözüm Bulurlar :

Kurumsal markanın bünyesinde çalışan ve markanın önemli bir projesini sosyal medya desteğiyle yürüten bir kişi düşünelim. Sonrasında da markanın sosyal medya hesabından atılmış ve çok da beğeni almamış bir gönderi hayal edelim. İşte böyle bir durumda kalan kurumsal marka çalışanı bir sonraki gönderi için de böyle bir risk olmaması için hemen yeni planlar yapacaktır. Örneğin bir sonraki gönderiyi atmak için yeni bir saat önerecektir. Bu örnekteki çalışan gibi önlemler alabilen kişilerle çalışmak; kurumsal markaların sosyal medya stratejileri açısından önemlidir.

8.) Raporlamayla Eksiklerini Tespit Ederler :

Sosyal medya ile ilgili tüm faaliyetler dijital ortamda yürütüldüğü için; bu faaliyetler kolaylıkla raporlanabilir. Kurumsal markalar bu raporlara ve bu raporlardan vardıkları sonuçlara çok değer verirler. Çünkü bu raporlar onlara kampanyalarının ne kadar başarılı olduğunu söylemektedir. Ayrıca bu raporlar markaların gelecekteki projelerinde neler yapmaları gerektiğine dair de ipuçları içermektedir.

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle, hoşça kalın..

ÖNERİLERİM

Herkese merhabalar bugün sizlere her bir yazısını okurken keyif aldığım birkaç blogdan bahsedeceğim. Her biri birbirinden kıymetli bu insanların yazıları da en az kendileri kadar kıymetli.. Net, anlaşılır, güncel konuları özenle ele almış arkadaşlarımız. Öncelikle Yaren'in bloğundan bahsedeceğim. Yaren, özellikle Neyi Seversen 'O' Olursun adlı bloğunu çok güzel kaleme almış. Tam anlamıyla ruhuyla, hisleriyle anlatmış aslında her şeyi.
Bir diğer önerim ise Seher'in bloğu. Seher bloğundaki tüm yazılarını ciddiyetle kaleme almış. Çok sevdim tarzını. Bu işi oldukça ciddiye aldığı belli. İşini aşkla yapmak değil midir bu zaten :) Seher'in 'Basılı Kağıtlardan Bilgisayar ve Telefon Ekranlarına' adlı bloğunu çok beğendim. Mutlaka okumalısınız.
Son olarak da Zeynep'in bloğuna değinmek istiyorum. Zeynep, 'Sosyal Medya Yönetimi' adlı bloğunu oldukça bilgilendirici bir amaçla kaleme almış. Anlaşılır, net, bilgilendirici ve okuyucu sosyal medya yönetimi ile ilgili aradığı her şeyi bulabilecektir, eminim :)
Bu genç arkadaşlarımızın bloglarını mutlaka okumalısınız, beğeneceğinize eminim.. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle, hoşça kalın..

SARI SAÇLIM, MAVİ GÖZLÜM..

"Efendiler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz!" demek bile zordu belki o dönemin şartları içerisinde. Halk bir yöneticinin idaresine alışmıştı. Kendi kendisini yönetme fikri garip geliyordu onlara. Ama Mustafa Kemal Atatürk, bu fikri ortaya atmakla kalmadı, bunu en iyi şekilde gerçekleştirdi. İçerideki ve dışarıdaki tüm düşmanlara karşı ! 
 İşte Cumhuriyet'in kuruluşuna kadar olan süreçte Atatürk'ün yaşadığı zorluklara ışık tutan ölümsüz eseri Nutuk'tan bir alıntı : 

'' Önder olacakların, her ne olursa olsun, amaçtan dönmemeleri, son nefeslerini verinceye kadar amaçları doğrultusunda çalışacaklarına işin başında karar vermeleri gerekir. Yüreklerinde bu gücü duymayanların işe girişmemeleri çok daha iyi olur. '' 
                                                                                             
                                                                                                       Mustafa Kemal Atatürk  

demiş Mustafa Kemal Nutuk'ta. Ne güzel demiş değil mi ? Günümüz sözde liderlerine yazılmış adeta. Kendi çıkarları doğrultusunda bu topraklardan vazgeçmemeleri gerektiğini, birilerinin emirlerine göre karar alıp vermemeleri gerektiğini ne güzel anlatmış bu kelimelerle.. Liderlerin her zaman her koşulda önceliklerinin vatan, millet olması gerektiğini ve ne olursa olsun bu toprakların bütünlüğünü korumaları gerektiğini özetlemiş. Geleceği görmüş sanki. Üç kuruş paraya güzelim toprakların satılması, fabrikalarımızın kapatılmasıyla diğer ülkelere esir olmamızın sağlanması, başka ülkelerin liderlerinin kendi çıkarları doğrultusunda emir vermeleri ve ülkemizin bu emirlerle yönetilmesi, önceliklerin farklı ırklar olması ve vatandaşımızın işsiz kalması.... Daha nicesi yazılabilir bu satırlara. Bunları ileri görüşlü yapısıyla sezmiş ve kelimelere dökmüş ulu önder Mustafa Kemal Atatürk.. Onun gibi lider olmadı olmayacak da sanırım. Bir Türk olarak beni üzüyor bu durum.. Şunu da eklemek isterim ki Türküm diyen her vatandaş Nutuk'u en az bir kez okumalı. Hatta mümkünse arada bir göz gezdirin tekrar tekrar okuyun. İnsan her yaşta farklı bir ders çıkarabiliyor, farklı bir ayrıntıyı yakalayabiliyor.

Ne demiş Levent Kırca;

 "Atatürk'le kalın, cumhuriyetle kalın, hoşça kalın."